MEB Usulsüz Atama Şaibesinden Kurtulmalı?

Günlerdir kamuoyunu meşgul eden ve Milli Eğitim bakanlığınca 25.06.2007 tarihinde yapılan atamanın rutin bir işlem olduğu yönündeki açıklamaya rağmen kafalardaki soru işaretleri devam etmekte olup bu konuda gerekli belgeler sunulmadığı sürece bu şaibeden kurtulmak ve atama bekleyen yüz binlerin ahından sıyrılmak mümkün değildir. Bakanlığın ?Aksi bir tutumun olduğunu iddia edenler de dahil olmak üzere tüm kamuoyuna ve tüm denetim organlarına atama işlemlerimizin tüm detaylarını açmaya hazırız.? şeklindeki açıklamasının da gereği olarak bahis konusu görevlendirme hukuka uygun ise bu işlemin gerekçelerini ortaya koyan belgeleri kamuoyuna açıklaması ve bu şaibeden kurtulması gerekmektedir.

MEB, Doğru Söylemiyor 8 Aralık 2008
Binlerce Kişi Arasından Neden Sadece İki Kişi? 25 Kasım 2008

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 18 Aralık 2008 00:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Burada yapılanın atama değil görevlendirme olduğunu açıklayan bakanlık bu noktada haklı olsa da bu amaç saptırmaya yönelik bir açıklamadır. Ayrıca resmi bir makam olan bakanlık basın ve halkla ilişkiler müşavirliğince ?sözleri kendisine iade ediyoruz? şeklindeki cümleler yakışık almamıştır.

Süreci yıllardır izlediğimizden açıkça ifade etmeliyiz ki; 2007 yılı Haziran ayında 4/B sözleşmeli öğretmen görevlendirmesi yapılmamıştır. 4/C kapsamında Kısmi Zamanlı Öğretici olarak çalışmakta iken 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesinde değişiklik yapılması sonucunda 4/B Sözleşmeli Öğretmen olarak görevlendirilen öğretmenlerin görevlendirilmeleri dahi KPSS puanına göre yapılmıştır.

O dönemde dâhil olmak üzere taban puanın haberlerde ifade edilen rakamların altına düşmediği düşünüldüğünde bakanlığın burada haksız olduğu açığa çıkmaktadır. Aksi durum ilgilinin daha yüksek puana sahip olmasına ilişkin olmasından öteye olmayacaktır ki bu da mümkün görülmemektedir.

Bakanlık bu şaibeden kendini kurtarmalı ya da varsa haksız bir uygulama konunun sorumluları hakkında derhal işlem yapılmalıdır. Hatta ve hatta bu işe Başbakan el koymalıdır. Japonya'da depremde su veremeyen su işleri müdürü bu durumu gururuna yediremeyerek intihar dahi edebilmekte iken, bizim ülkemizde bırakın intihar etmeyi (ki asla istemeyiz) sorumluluğu üzerine alanın dahi çıkmaması düşündürücüdür. Bu durum ülkemizde sanırım ar damarına sahip olmamakla ilişkili bir durumdur.

Bu konuda Bakanlık haksızdır ve bu haklılığın arkasında tüm sendikalar durmalı gerekli desteği sağlamalıdırlar. Yüz binlerce insanın atanmayı ya da sözleşmeli öğretmen olarak görevlendirilmeyi beklediği, ücretli öğretmen olarak on binlerce kişinin ücretli kölelik yaptığı günümüzde siyasi yaklaşımlarla yapıldığı izlenimi veren bu durum çok manidardır.

Siyasi yaklaşımı çağrıştırmasının en önemli delilleri ise seçimlere (22 Temmuz 2007 Seçimlerine) bir aydan daha az süre kala, atama dönemi olmayan, okulların kapanmış olduğu bir dönemde böyle bir görevlendirmenin yapılmasıdır.

Bakanlığın ?Aksi bir tutumun olduğunu iddia edenler de dahil olmak üzere tüm kamuoyuna ve tüm denetim organlarına atama işlemlerimizin tüm detaylarını açmaya hazırız.? şeklindeki açıklamasının da gereği olarak bahis konusu görevlendirme hukuka uygun ise bu işlemin gerekçelerini ortaya koyan belgeleri kamuoyuna açıklaması ve bu şaibeden kurtulması gerekmektedir.

Aksi durum var olan güvensizlik ortamını daha da perçinleyecektir. Bir ülkenin en önemli bakanlığı olan eğitim bakanlığının böylesine şaibelere maruz kalması devlet yönetimine ve geleceğine verilen önemin yanı sıra hak, hukuk mücadelesine soyunanların samimiyetinin de açıkça göstergesidir.

Takdir kamuoyunundur?

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber